POSTÜR BOZUKLUKLARI VE POSTÜR ANALİZİ

Bu çalışmada Dünya’da ve Türkiye’de birçok çalışmaya konu olan postür ve postür bozukluklarını, bu bozuklukların mesleklere, ülkelere, cinsiyete, yaşa göre dağılımını inceledik. Bu çalışmanın amacı, postürün hayatımızda ne kadar önemli rol oynadığını, düzgün postürün ne olduğunu ve nasıl korumamız gerektiğini saptamak ve Türk toplumunda postür bilincinin oluşmasına katkı sağlamaktır.

Postür, iskelet öğelerinin, vücudun destek yapılarını zedeleme ve ilerleyici deformasyondan koruyacak şekilde düzgün ve dengeli dizilişidir. İyi postür minimum çaba ile vücutta maksimum yeterliliği sağlayan duruştur. Kötü postür, amaca tam olarak hizmet etmeyen kasların gereksiz miktarda kasılmasına neden olan postürdür.

Gdeal postür anterior, posterior ve lateral planda vücut kısımlarının bir çekül hattı veya hayali çizgi etrafında karşılaştırılması ile saptanır.

Postural bozukluklardan en sık rastlananları arasında omurganın lateral eğriliği olan skolyoz, omurganın öne doğru dorsal eğriliği olan kifoz, ayak longitudinal arkının azalması olarak ifade edilen pes planus sayılabilir.

Postür ve postür bozuklukları ile ilgili yapmış olduğumuz bu çalışmamızda bu bozuklukların görülme sıklıklarının yaşa, cinsiyete, ırk ve mesleklere göre farklılık gösterdiğini saptadık.

 

Bu çalışmada Dünya’da ve Türkiye’de birçok çalışmaya konu olan postür ve postür bozukluklarını, bu bozuklukların mesleklere, ülkelere, cinsiyete, yasa göre dağılımını inceledik. GG hayatı, ruhsal durum, yaşam stili, yaş, postür üzerine etki eder ve postür bozukluklarına yol açar. Bu bozukluklar ise bazı hastalıklara neden olurlar. Bu çalışmanın amacı, postürün hayatımızda ne kadar önemli rol oynadığını ve düzgün postürün ne olduğunu ve nasıl korumamız gerektiğini saptamak ve Türk toplumunda postür bilincinin oluşmasına katkı sağlamaktır.

Amerikan Ortopedi Akademisi Postür Komitesinin 1947 yılındaki tanımına göre postür, iskelet öğelerinin, vücudun destek yapılarını zedeleme ve ilerleyici deformasyondan koruyacak şekilde düzgün ve dengeli dizilişidir. Postür, kişinin fiziksel ve ruhsal durumunu yaşantısı boyunca etkileyen önemli etkenlerden biridir. İnsanlarda postür çeşitli faktörlerin etkisi altındadır. Bunlardan ailesel faktörler, yapısal bozukluklar ve alışkanlıklar postür üzerinde belirleyici olmaktadır.

Dengeli bir postür ile gövde ve omurga kasları vücudun üst yarısını minimal bir kas kuvveti ile destekleyebilmektedirler. Postür bozukluğu sebebiyle ağırlık merkezi öne kaydığında ise sırt kasları daha fazla çaba harcayarak postürü düzeltmeye ve dengeli bir pozisyon sağlamaya çalışırlar. Lomber fleksiyon karın kaslarınca başlatılır ve vücudun üst yarısının ağırlığı ile devamı sağlanır.

Omurgaya binen yükler, başta vücut ağırlığı olmak üzere, kas aktivitesi, ligamentlerin pasif gerginliği ve yer çekimini de içeren dış kuvvetlerdir. Normal anatomik postürde hareket segmentinin maruz kaldığı yükün iki kaynağı vardır. Bunlardan biri hareket segmentinin üzerinde kalan vücut kısımlarının ağırlığına bağlı direkt kompresif yüktür. Gkincisi desteklenen bu kütlenin ağırlık merkezinin omurganın önünde olmasına bağlı olarak hareket segmentinde meydana gelen büyük bir fleksiyon momentidir. Bu moment ligamentlerin ve sırt kaslarının kuvvetleri ile dengelenir.

Doğru postür için ligament ve kasların dengede olması gerekir. Bozuk postürdeki denge bozukluğu, yorgunluğa iskelette asimetriye ve nosiseptif uyarılarla ağrıya yol açar. Anormal postürü korumak için kaslar aşırı gerilirler. Zamanla spazm ve ağrı ortaya çıkar. Doğru postürle her vücut bölümüne ağırlık dağılır, şok absorbe edilir, hareket açıklığı korunup, stabilite ve mobilite için gerekli hareketler bağımsız kontrol edilir.

İdeal postürden, vücudun maksimum yeterlilikte kullanımı, stres ve incinmelerin mümkün olduğunca minimum düzeyde tutulması anlaşılmaktadır. Eforsuz normal postürü sağlayan öğeler:

1. Komşu omur gövdelerini birbirinden ayıran disk içi basınç

2. Derin ve yüzeysel anüler liflerdeki gerginlik

3. Ön ve arka uzun ligamentlerin gerginliği

4. Pelvis: Pelvis, kalçaların iliopektineal ve dizlerin popliteal ligamentler yanısıra,gastrocnemius ve soleus kaslarının sürekli kasılmasıyla desteklenir.

 

Postür

Postür, vücudun her kısmının, kendisine bitişik segmente ve bütün vücuda oranla en uygun pozisyonda yerleştirilmesidir. Bir başka deyişle, vücudun her hareketinde eklemlerin aldığı pozisyonların birleşimi de postür olarak tanımlanmaktadır. Vücut, kas aktivitesi sırasında ligamentlerin desteği ile stabilite sağlamak veya bir harekete temel teşkil etmek için, birçok kasın uyumlu çalışması sonucunda düzgün bir duruş elde eder.

Postür statik veya dinamiktir. Statik postür hareketsiz bir postürdür. Kasların, eklemleri stabilize etmeleri için statik olarak kasılmalarını ve yerçekimine karşı koymalarını gerektirir. Özetle oturma, ayakta durma, yatma sırasındaki postürdür. Dinamik postür herhangi bir harekete temel teşkil etmek için gereklidir. Yapılan hareketin sonucu olarak devamlı değişen çevre şartlarına göre, uyum sağlamaya çalışan aktif bir postürdür. Statik ve dinamik postürlerin oluşması için gerekli olan kas kuvveti,

postürün tipine ve kişinin fiziki özelliklerine göre değişir.

Anatomik yapı ile beraber, oturma, çömelme, diz çökme, ayakta durma, bağdaş kurma gibi kültürel farklılıklar da postür üzerinde belirleyici olabilir. Tüm dünyada standart kabul edilen duruş; ellerin yanlarda sallandığı önde ve arkada birleştirildiği ayakta durma postürüdür.

Mısır ve Mezopotamya`da 5000 yıl önce sandalye, tabure vb. kullanılıyordu. Çinliler 2000 yıl önce sandalyeye oturmaya başladılar. Orta Doğu, Kuzey Afrika ve İslam kültürleri yere oturmayı tercih etmektedir. Yere çömelme durumunda iş yapma ve istirahat postürü Asya, Afrika ve Güney Amerika`da milyonlarca insan tarafından benimsenmiştir. ”Türk ya da terzi oturuşu” denen bağdaş kurma Orta Doğu, Hindistan ve Asya`da yaygındır. Bacak bacak üstüne atarak oturma ya da bacakları arkaya kıvırarak oturma da günümüzde yaygın oturma şekillerindendir.

Postür psikolojik durumdan da etkilenir. Hissettiğimiz biçimde ayakta durur ya da hareket ederiz. Postürümüz ya da davranışlarımız, o anki iç dünyamızı yansıtır. Kişinin psikolojik durumunun iyi olması, iyi hijyen şartları, normal uyku, iyi beslenme, mümkün olduğunca açık ve temiz havada egzersiz yapma, kasların ve postüral reflekslerin gelişimine etki eden temel faktörlerdir.

İdeal postür anterior, posterior ve lateral planda vücut kısımlarının bir çekül hattı veya hayali çizgi etrafında karşılaştırılması ile saptanır. Bu çizgi üzerinde vücut kütlesi dengede kabul edilir.

 

Omurganın Postür Bozuklukları

Kaslar, iskelet sistemi, beyin, sinirler uyum içerisinde etkileştiği sürece sorun yoktur. Ancak bunlar arasında uyumsuzluk doğuran her durum önemli sağlık sorunlarına yol açar. Duruş alışkanlıklarımız hatalı ise bu uyumu kendimiz de bozabiliriz. Hareketsizlik, iG hayatında zorunlu olarak belirli bir duruş biçiminde çalışma, önemli duruş sorunlarına yol açabilir. Bir madencinin duruşu ile bir piyanistin duruşu elbette farklıdır. Ancak sağlıklı duruş ve yürüme için gerekli kurallar herkes için aynıdır.

Erişkin postürünü etkileyen birçok faktör olmakla birlikte bunlardan üçü sıklık bakımından önem kazanmıştır.

•             Ailesel ve kalıtımsal belirgin dorsal kifoz ve aşırı lordoz

•             Doğuştan ya da sonradan olma yapısal bozukluklar; sinir, kas ve bağ dokusunda duraklamış ya da ilerleyici anomaliler

•             Gelişme döneminde alışkanlıklar ya da yanlış eğitimle edinilmiş bozuk postürler.

Kifoz

Omurganın normal sınırlar dışında sagital planda posterior sapması olarak tanımlanır. Aşırı sagital eğrilik ya fonksiyoneldir ya da yapısaldır. Fonksiyonel eğrilikler; anterior ve posterior spinal ligament ve kas yapılarının zayıflığı sonucu ortaya çıkar.

Torasik kifoz artışı göğüs kafesi genişlemesini azalttığı gibi, omuz kavşağındaki hareketi de azaltır. Bu durum akromiyonun öne ve aşağı çekilmesine, kolun internal rotasyonuna yol açarak glenohumeral eklem mekanizmasını bozar.

Bu postür bozukluğu rotator manşon tendonlarının sıkışması ve bozulması ile sonuçlanır.

Skolyoz AraGtırma Grubu`nun önerisine göre kifoz açısı ölçümü için “Cobb metodu” önerilmektedir. Bu ölçüme göre dorsal vertebranın üst kenarından en alt dorsal vertebranın alt kenarından çizilen paralel çizgileri dik kesen doğruların arasındaki açı, dorsal kifoz açısını vermektedir. Omurganın dorsal bölgedeki normal eğimi 20-40 derece kifoz şeklindedir.

Duruşa bağlı kifoz genellikle buluğ çağında gelişir, ağrı nadirdir. Özellikle ders çalıGan, duruşuna dikkat etmeyen çocuklarda ve gençlerde görülür. Genç kızlarda göğüslerin çıkma döneminde duruş bozukluğuna bağlı kifoz gelişebilir. Bir diğer tip yaşlılıkta ortaya çıkan osteoporoza bağlı kamburluktur. Her omurun diğeri üzerine baskısı sonucu ağırlığın fazla bindiği omur gövdesinin ön kısım yüksekliği azalır ve kifoz oluşur.

 

Scheuermann kifozu: Omurların büyüme kıkırdaklarının ön kısmında büyüme yavaşlarken, arka bölüm ise büyümesini normal sürdürür. Sonuçta omurlarda kabalaşma ve kifoz görülür. Eğim 75 dereceyi geçtiğinde cerrahi tedavi önerilir. Duruşa bağlı kifozu olan bireyleri uyardığınız zaman kendiliğinden kifozunu düzeltip dik durabilir. Oysa Scheuermann kifozu yani yapısal kifozu olan hastalara dik durmasını söylediğinizde istese de kifozunu düzeltemeyebilir. İskelet gelişimini tamamlamamış Scheuermann kifozlu adolesanlara korse tedavisi önerilir. Korseler, aktif iskelet büyümesi esnasında eğriliğin artmasını engellemek için karşı destek olarak görev yapar.

 

Skolyoz

Omurganın frontal planda yani sağ ve sol yanlara doğru olan eğriliği ve eğrilikle birlikte rotasyonunu ifade eder.

1. Yapısal skolyoz

2. Yapısal olmayan skolyoz

 

Omurgada eğrilik S ve C şeklinde olabilir. Skolyoza eşlik eden vertebral rotasyon nedeniyle göğüs kafesinde asimetri fark edilir. Belin öne fleksiyonu ile simetri bozukluğu belirgin hale gelir.

Herhangi bir yaşta olabilir. Gnfantil skolyoz 3 yaş altında görülür. Genellikle doğumsal yapı bozukluklarına, sinir ve kas hastalıklarına(müsküler distrofi, spastik felç gibi), kazalara, enfeksiyon ve tümörlere bağlı olarak gelişebilir. Juvenil skolyoz 3-10 yaşları arası görülür ve nadirdir. 10 yaş sonrası görülen adolesan skolyoz ise en sık görülen tipidir.

Adolesan dönemde skolyoz, kızlarda 4-8 kat daha fazla olup, ilerleme riski de daha fazladır. Erken dönemde ayakta dik dururken skolyoz görülmeyebilir. Skolyoz pelvis eğikliği, bacaklarda uzunluk farkı, disk lezyonu gibi nedenlere bağlı olabilir. Pelvik eğrilik varsa esnek olup olmadığı saptanmalıdır. Fleksiyon kontraktürünün olması skolyoza eşlik eden lordotik postüre yol açabilir. Skolyozlu kişilerde nörolojik muayene yapılmalıdır. Kas gücü tayini tanı ve tedavinin planlanması yönünden önemlidir.

Hiçbir nedene bağlı olmayan skolyoza idiopatik skolyoz denir. Gdiopatik skolyoz, skolyoz tipleri arasında %80 ile en sık görülen grubu oluşturur.

Skolyoz, eğriliğin ye aldığı anatomik bölgeye ve konveksitenin bulunduğu yöne göre adlandırılır. Eğrilikte en çok rotasyona uğrayan vertebraya apikal vertebra denir. Buna göre apeksi C1-C6 arasında olan eğriliklere servikal, C7-T1 arasında olanlara servikotorasik,T2-T11 arasında olanlara torakal, T12-L1 arasında olanlara torokolomber, L2-L4 arasında olanlara lomber,L5 ve aşağıda olanlara lumbosakral eğrilik adı verilir.

Skolyoz tanısı konurken en fazla kabul gören ölçüm metodu Cobb açısı ölçümüdür.

Çukur bel(lordoz) Normal konveks lomber eğriliğin artması durumudur.

Kifolordoz

 

Baş öne doğru çıkık, servikal vertebralar hiperekstansiyonda, skapula abdüksiyonda, dorsal kifoz ve lomber lordoz artmıG, pelvis anterior pelvik tiltte, kalça eklemi fleksiyonda, diz eklemi hafifçe hiperekstansiyonda, ayak bileği hafifçe plantar fleksiyondadır.

 

Düşük omuz

Uzun süre masa başında çalışanlarda, kötü ve aynı pozisyonda ders çalışan öğrenci ve akademisyenlerde, bilgisayar kullananlarda, borsa çalışanları gibi sürekli bir ekran izlemek zorunda kalanlarda, çok fazla miktarda el işi yapanlarda, uzun saatler ameliyat yapan cerrahlarda sırtta kamburluk, omuzlarda çökme ve yuvarlaklaşma ve boynun öne doğru eğim yapması şeklindeki duruş bozuklukları ile sık karşılaşılır.

 

Genu varum O bacak. Medial malleoller birbirine değecek şekilde durulur.

 

Genu valgum X bacak. Patellalar karşı karşıya bakacak ve dizlerin medial kenarları hafifçe birbirine değecek şekilde ayakta durulur.

 

Hallux valgus Ayak başparmağının ayak orta hattına doğru, metatarsofalangial eklemden itibaren deviasyondur.

 

Genu recurvatum Ayakta dik duruşta, yandan bakıldığında normalde uyluk ve bacak eksenleri arasında, önde bir açı gelişmesine ve dizin hiperekstansiyonda durması.

 

Hallux rigidus Ayak parmaklarının metatarsofalangeal eklemden hiperekstansiyon, interfalangeal eklemlerden fleksiyonu ile kıvrık bir görünüm almalarıdır.

 

Düztaban(Pes planus)

Ayağın medial longitudinal arkının çökmesi veya kaybıdır.

 

Pectus carinatum Toraksin on arka çapının arttığı, sternumun öne doğru yer değiGtirdiği bir deformite olarak tanımlanır.

 

Postür analizi

Postür analizinin amacı, hastada mevcut postüral deviasyonların saptanarak buna uygun tedavi programlarının verilebilmesi; ayrıca olabilecek değişikliklerin değerlendirilmesidir.

Analizde, çekül, postur tahtaları, simetrigraf, özel cetveller, değişik yükseklikte tahta bloklar, mezura, deri bölgelerini işaretlemek için özel kalemler kullanılmaktadır. Analiz hastanın çıplak ayakla ve uygun giysilerle kendini rahat hissettiği pozisyonda durmasıyla yapılır.

Lateral postür analizi

Lateralde, standart postürde sarkacın geçmesi gereken referans noktaları:

•             Kulak memesinden

•             Omuz çıkıntısının orta noktasından

•             Trochanter majorden (bacak kemiğinin)

•             Patellanin hemen arkasından

•             Lateral malleolun 3-3,5 cm önünden

 

Lateralde yer çekim hattının geçmesi gereken noktalar standart bir dizilimin yani kas dengesinin yerinde olduğu, eklem ve bağlarda bir zorlanmanın olmadığının göstergesidir.

 

Lateral postür analizinde değerlendirmelerde ortaya çıkan postüral bozukluklar:

•             Lordoz

•             Kifoz

•             Kifo-lordoz

•             Anterior pelvik tilt

•             Posterior pelvik tilt

•             Genu recurvatum

•             Pes cavus

•             Pes planus

 

Pes cavus Normal Pes planus

Resim 8. Ayak analizi

Anterior postür analizi

Anterior postur analizinde standart dizilim:

•             Baş sağa veya sola kaymaz.

•             Omuzlar eşit seviyededirler.

•             Karın sağa veya sola kaymaz.

•             Bel sağa veya sola kaymaz.

•             Kollar eşit uzunlukta, cubital açıları değerleri eşittir.

•             Kalçanın her iki tarafı da eşit yüksekliktedir.

•             Dizler medial ve laterale kayma göstermez.

•             Ayaklar normal açılımındadır.

•             Ayak parmakları laterale ve superiora kayma göstermez.

•             Anterior analiz de aşağıdaki deformiteler görülebilir:

•             Bacağın sağa veya sola fleksiyonu/rotasyonu

•             Omuz yükseklikleri farklı/yuvarlak omuz

•             Çökük göğüs, fıçı göğüs, pektus ekskavatum, pektus karinatum, Harrison oluğu

•             Bel seviyelerinde eşitsizlik

•             Dizlerde tibial torsiyon, genuvarum (O bacak), genuvalgum (X bacak)